İki ayrı oturumdan oluşan sempozyumun ilk oturumunda “Dünyada Feminist Mücadele Deneyimleri” başlığıyla kadın hareketi temsilcileri söz aldı. Sempozyumda Polonya’dan Zuzanna Dorota, Lübnan’ndan Diana Moukalled, Fransa’dan Arya Meroni, İtalya’dan Lucia Amorossi ve İran’dan Fatima Babakhan konuşmacı olarak yer aldı.
‘MAHSA AMİNİ YOL AÇTI’
Sempozyumda söz alan Babakhan, İran’da süren kadın mücadelelerini anlattı. İnatla ve umutla dayanışmayı sürdürdüklerini kaydeden Babakhan, “Mahsa Amini, kadınların özgürlük arayışları ve sosyal taleplerinde değişime yol açtı. Mahsa Amini’nin ardından kadınların metro ve otobüslerde başörtüsüz dolaşabiliyorlar. Bu bizim için çok önemli bir kazanım” dedi. Polonya temsilcisi Zuzanna Dorota, Polonya’da kürtaj hakkına ilişkin yürüttükleri çalışmalarından bahsetti.
Oturumun ikinci kısmında ise “Türkiye’de Feminist Mücadele Deneyimleri” başlığında düzenlendi. Mor Dayanışma’dan Cemile Baklacı, DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya, Kampüs Cadıları’ndan Rozana Urkun, Mor Liste’den Ayşecan Ay ve Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu’ndan Selin Top konuşmacı olarak yer aldı.
‘GÜÇLENİYORUZ’
İkinci oturumda genel olarak Türkiye’de feminist kadın hareketlerinin ülke genelinde kurdukları ittifaklarla saldırılar karşısında güç topladığı ve LGBTQ+bireyleri hedef gösteren söylemlerin arttığı vurgulandı. Gezi Parkı eylemleri sonrasında 8 Mart ve 25 Kasım’da kadınların her türlü yasağa karşın kendisini gerçekleştirdiği belirtildi. Aile yapısının içe doğru çöktüğü ve bu sistemden çıkan ya da çıkmak isteyen kadınların çaresiz ya da yoksul bırakıldığının da altı çizildi.
‘VARLIĞIMIZ MÜCADELE’
Sempozyumda söz alan sanatçı Gaye Su Akyol ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Hayalleri için mücadele eden, varlığıyla sadece var olarak bile sisteme karşı yeterince aykırı olan bir kadın varoluşundan bahsediyoruz. Karsımıza çıkarılan engelleri ve engellerle mücadele etme deneyimlerimizi keşke dinleyebilseydik. Sırf var olduğumuz için bile mücadele ediyoruz”